Mine Söğüt 1968'de İstanbul‟da doğdu. Kadıköy Kız Lisesi'ni 1985 yılında bitirerek aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi Latin Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden 1989 yılında mezun oldu. Aynı bölümde Latin tiyatrosuyla ilgili olarak hazırladığı "Terentius'un Prologuslarındaki Polemik Öğeler" başlıklı yüksek lisans tez çalışmasını yaptı. Gazeteciliğe 1990 yılında Güneş gazetesinde adliye muhabiri olarak başladı, İnsan Hakları Servisi'nde muhabirlik yaptı. Güneş gazetesinin kapanmasından sonra Tempo dergisi ve Yeni Yüzyıl gazetesinde çalıştı. 1993 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin düzenlediği yarışmada, “Haber” dalında mansiyon aldı. 1996-2000 yılları arasında Haberci adlı televizyon belgeselinin metin yazarlığını yaptı. 1999-2001 yıllarında Öküz dergisinde yazdığı yazılarla tanındı. Profesyonel gazeteciliği bırakan Söğüt, 2001-2005 yılları arasında Cihangir Postası adlı yerel bir gazetenin gönüllü editörlüğünü yaptı. Bodrum, Gümüşlük'te Gümüşlük Postası adlı aylık yerel gazeteyi çıkardı. Hâlen serbest gazeteci olarak çeşitli dergi ve gazetelere haber ve röportajlar hazırlamaktadır. 2000 yılında Türk sinemasının önemli isimlerinden Adalet Cimcoz‟un yaşamını anlattığı biyografi çalışması Adalet Cimcoz – Bir Yaşamöyküsü Denemesi adıyla yayımlandı. 2003 yılında kitaplaşan Sevgili Doğan Kardeş adlı monografisinde yazar, Yapı Kredi Bankası‟nın kurucusu Kâzım Taşkent'in, hayatını kaybeden oğlu Doğan'ın anısını yaşatmak için yayımladığı Doğan Kardeş dergisinin öyküsünü ele aldı. İlk romanı Beş Sevim Apartmanı-Rüya Tabirli Cinperi Yalanları Almanca ve Arapçaya çevrildi. Kitapta annesi tarafından terk edilmiş ve halası tarafından büyütülmüş otuz yaşındaki psikiyatrist Doktor Samimi‟nin cinperilerle kurduğu arkadaşlık ve Pürtelaş Sokak‟ta beş katlı metruk bir binaya yerleştirdiği beş hastanın hikâyeleri anlatılır. 1900‟lerin başlarından 2002 yılına uzanan bir hikâyeyi işlediği ikinci romanı Kırmızı Zaman‟da, romanının birbirlerini tanımayan başlıca karakterlerinin hikâyeleri iç içe geçerek sonunda kimsesizler mezarlığında birleşir. Kitapta ölüm, zaman, kayboluş, arayış gibi kavramların öne çıktığı görülür. Pınar Kür ile yaptığı nehir söyleşi Aşkın Sonu Cinayettir – Pınar Kür’le Hayat ve Edebiyat adıyla 2006 yılında kitaplaştı. Şahbaz’ın Harikulâde Yılı 1979 adlı üçüncü romanında Söğüt, 1979 yılında işlenen bir cinayetten yola çıkarak 12 Eylül darbesine uzanan, şiddetin her yerde boy gösterdiği süreci dönemin gerçek olaylarına yer vererek masalsı bir üslupla anlatır. 2010‟da kültür başkenti olan İstanbul için Heyemola Yayınevi‟nin hazırladığı 40 yazar 40 semt projesi kapsamında İstanbul'un Dolapdere semtini ele aldığı kitabı Dolapdere: Kürt Kediler Çingene Kelebekler 2009 yılında yayımlandı. Madam Arthur Bey ve Hayatındaki Her Şey adlı romanında, bir kadın-adam olarak çift cinsiyetli çizilen, zihninde kurguladıklarını gerçekliğe dönüştürüp insanların kaderleriyle oynayabilen, otorite temsili Madam Arthur Bey merkezinde 1970′lerden günümüze Türkiye'nin politik ortamını anlatır. Türkiye‟deki üç askerî müdahalenin (27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül) ilk haftalarında çeşitli gazetelerde yayımlanmış, 65 yazardan 125 köşe yazısının toplandığı bir seçki olan Darbeli Kalemler kitabı 2010 yılında yayımlandı. Bir kısmı daha önce dergilerde yayımlanan yirmi bir öykünün toplandığı ve delirerek ölenlere ithaf edilen, karikatürist Bahadır Baruter‟in çizimlerini yaptığı Deli Kadın Hikâyeleri kitabında ise yaşadıkları gerçekliğin yükünü kaldıramayan, ağırlığı kadınların oluşturduğu karakterlerin delirme öykülerini anlattı. Kitaptaki “Kendi Hayatlarımızı Yaşamak Varken” ve “Sinekler Sevişirken” adlı öyküler oyunlaştırılarak sahnelendi. “İnsanların zor halleriyle çok dertlendiğim için aydınlık, parlak, mutlu ya da çok pozitif şeyler yazamıyorum. Yazmaya değecek şeyin dert olduğuna inanmış bir yapım var” diyen Mine Söğüt‟ün yapıtlarında genel olarak insani zaaf ve kötülüklerin, karamsarlığın, ölüm ve şiddetin hâkim olduğu bir atmosfer kendini göstermektedir. 

Language Turkish